Emine Hekimoğlu kaleminden…
01 Ağustos 2015 - 12:11 'de eklendi ve 625 kez görüntülendi. A+A-
Atatürkçü Düşünce Derneği Arhavi Şubesi olarak 13-17 Haziran tarihleri arasında Çanakkale gezisi düzenledik. Çanakkale savaşlarının geçtiği yerleri görmek, o havayı solumak, yüce duyduyu hissetmek için 26 saat gibi uzun bir yolculuk yaparak Çanakkale’ye gittik.İki gece üç gün kaldığımız Çanakkale’de zamanı en iyi şekilde değerlendirerek Gelibolu Yarımadası’ndakiŞehitler Abidesi’ni, Settülbayır tablasını ve şehitliğini ,Şahindere Şehitliğini, 57.Alay Şehitliği’ni, Kilitbayır Kalesi’ni, Tabyaları, Çimenlik Kalesi’ni, Nusret mayın Gemisi’ni , silahları ve Çanakkale’de Truva filminde kullanılan tahta atı gördük.
Çanakkale Destanı Tanıtım Merkezi’ne gittik. Çok büyük paralar harcanarak yapılan ve çok geniş alana kurulan müzenin 11 gösteri salonunu ve sergi bölümünü gezdik. Çanakkale Boğazı’nı simgeleyen, bir yanı beyaz bir yanı siyah iki yapının içinden girilen Çanakkale Destanı Tanıtım Merkezi’nde yer alan 11 canlandırma salonunun ikisinde üç boyutlu gösterim sunuluyor. ‘Harbe Giriş’ adlı birinci salonda, Osmanlı Devleti’nin savaşa giriş nedenleri anlatılıyor. ‘Nusrat Mayın Gemisi’ adlı ikinci salonda, deniz savaşlarında Nusrat’ın boğaza döşediği mayınlarla savaşın kaderini değiştirmesine yer veriliyor. ‘İtilaf Devletlerinin Muharebe Planları’ adlı üçüncü salonda ise, İngiliz Ocean gemisinin Türk tabyalarına top atışları üç boyutlu olarak izlenirken, top atışlarının yarattığı sarsıntı ziyaretçilere mekanik sistemle birebir yaşatılıyor. ‘Mecidiye Tabyası’ salonunda, Seyit Onbaşı’nın 276 kiloluk top mermisini sırtlayarak kaldırıp namlıya sürme anı izleyiciye aktarılarak, büyük kahramanlık adeta yeniden yaşatılıyor. ‘Kara Muharebelerine Hazırlık’, beşinci salonda Gelibolu Yarımadası haritası üzerinde sesli olarak aktarılıyor. ‘Dönüm Noktası Salonunda’ 261 rakımlı tepede, 19′uncu Tümen Komutanı Yarbay Mustafa Kemal’in ‘Ben Size Taarruzu Değil, Ölmeyi Emrediyorum’ şeklinde tarihe geçen emri, film ve hologram tekniği bir arada kullanılarak canlandırılıyor. ‘Siper Muharebeleri’ salonunda ise ziyaretçiler siperler arasında, cephedeki bir savaş sahnesini izleme fırsatı buluyor. ‘Gök kubbeden Gelibolu’ salonunda ziyaretçiler koltukta oturup dinlenme fırsatı bulurken, tavana 7 projektör ile yansıtılan savaş sahnelerini izliyor. ‘Çanakkale Geçilmez’ salonunda, üç projeksiyonla İngiliz ve Anzak birliklerinin geri çekilişi anlatılıyor. ‘Hatıralar’ salonunda, Türk askerlerinin hatıraları ziyaretçilere aktarılıyor.
’1915′ten Günümüze’ adlı 11. son salonda ise Türkiye’nin eğitim, sağlık sanayi, ticaret, tarım, ulaşım, enerji, askeri ve siyasi ilerleme ile gelişmeleri çeşitli görsellerle anlatılıyor.
Ne var ki ilk 10 odada yaşanılan heyecan son odada sönüyor. Gökdelenler, uçaklar, barajlar, fabrikalar, Recep Tayyip Erdoğan’ın Obama ile, Abdullah Gül ve eşinin Kraliçe Elizabeth’le görüntüleri Sanki iktidarın “halka sesleniş” veya seçim propogandasını izler gibi…. Arkasından bugünün ordusu, füzeler, tanklar, rap rap yürüyen askerler, savaş uçakları, donanma gemileri geliyor ekrana. Ve vızır vızır mermiler, füzeler.
Çanakkale Destanı Tanıtım Merkezinde siyasetin olmasını yadırgadık. Siyasi makamlar gelip geçicidir, Kurtuluş Savaşı’nın ilk adımlarını attığımız, destanını yazdığımı Çanakkale Savaşları Türk Milleti’nin destanıdır, siyasetin olmamalıdır.
İki gün boyunca gezdiğimiz yerlerde rehberimizin anlattıklarını teknolojik ortamda yapılan gösteri ile kazandığımız Çanakkale Savaşını hafızalarımızda ve ruhumuzda pekiştirirken bizi şok eden 11. salondan filim bitmesini beklemeden ayrılmak zorunda kaldık.
Daha sonra sergi salonunu gezip oradan ayrıldık.
ATATÜRK’ÜN MUMYA HEYKELİ
23 Nisan 2012’de “Atatürk “konulu resim, şiir ve kompozisyon yarışmasında birinci gelen öğrencileri TBMM götürmüştük. Orada gezimiz süresince bizleri üzen bir konuyu da paylaşmak istiyorum.
Şimdi müze olan eski TBMM binasını gezerken Atatürk’ün mumya heykelinin kaldırıldığını oraya daha önce gelen kişilerden öğrendik. Biz de “Niye kaldırıldı?”diye sorduk. Görevli kişiler mumyanın bozulmaya başladığını, bir bakanın heykelin Atatürk’e benzemediğini söyleyerek düzeltilmek üzere kaldırttığını söyledi.2008 yılında kaldırılan heykelin dört yıldır hala onarılıp yerine konulamamasını sorduğumuzda ise heykeli Yılmaz Büyükerşen’in yaptığını fakat onarımını yapmadığını, onun gibi de yapacak birinin bulunmaması nedeni ile hala onarılamadığını söylediler. Hatta laf arasında ” Burası TBMM binası, burada meclis önemli, Atatürk’ün heykelinin olmaması o kadar önemli değil.” Dediklerinde öğrencilerimizin de bizim de üzüntümüz kat be kat artmıştı.
Atilla İlhan’ın “MUSTAFA KEMAL” şiiri ile hüznümü paylaşıyorum.
Dağ başını efkâr almış Diz dövdüm: Nasıl böyle varıp geldin? Hoş geldin! Yaptıklarını yıkıyorlar Mustafa Kemal! Karalar kuşanmış Karadeniz akmam diyor. Ankara’nın taşına bak! Gözlerimin yaşına bak! |
2019'da CHP’nin AKP’den aldığı belediyelerden olan Artvin'in...
Osman Nuri Özkan'ın kaleminden 'Su ve Karadeniz'...
Asgari ücret 2021 yılı için brüt 3 bin 577 lira 50 kuruş, ne...
İçişleri Bakanlığı’nda mülki amirlere yönelik büyük bir FETÖ...
Tuncay Tolga Özçakmak'ın kardeşi Nergis, hayatını Orhan Yıld...
Arhavi’de CHP’nin en yaşlı üyesi olan Selahattin Özçakmak ha...
Türkiye, tarihinde bir ilki yaşamaya hazırlanıyor. Corona vi...
Artvin'in doğal güzelliklerinden biri olan Kamilet Vadisi'nd...
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan: 15 ilde Cumartesi gününd...
Sağlık Bakanlığı normalleşme sürecinde uygulanacak corona vi...