Osman Nuri Özkan’ın kaleminden…
01 Ağustos 2015 - 12:42 'de eklendi ve 3264 kez görüntülendi. A+A-
“Yoksa ormanımızdan ve balımızdan mı oluyoruz?“
Bal, arılar tarafından zor koşullarda üretilen ve içeriğindeki zengin mineraller sayesinde insan sağlığına faydaları saymakla bitmeyen doğal bir besin maddesidir.
Bu yazıdaki konumuz; Artvin Orman Bölge Müdürlüğü’ne bağlı Arhavi Orman İşletme Müdürlüğü tarafından, Arhavi ilçesine bağlı Yemişlik Mahallesi ormanlarında 2010 yılında uygulamaya başlanılmış “Bal Ormanı Projesi” dir.
Eski adı K’ibelit’i olan Yemişlik Mahallesi, birçok meyve ve sebze türünün yetiştirilebildiği, bölgenin en verimli ve güzel yerleşim yerlerinden biri olup, çevre ormanlarında zengin bitki ve hayvan türleri barındırmaktadır.
***
Bal Ormanı Projesinin amacı, orman vasfını yitirmiş veya yitirmek üzere olan alanlarda mevcut bitki ve hayvan varlığını korumak suretiyle yörenin coğrafi koşullarına uyumlu bitki türleri ile ağaçlandırma yapılması, böylece bal üretiminin “hal-i hazırda üretilmekte olan ürün kalitesinin de korunarak” arttırılması ve bölgesel kalkınmaya hizmet etmek olmalıydı.
Bu tip projeler doğru tasarlanıp, doğru uygulandığında faydalı sonuç veren çalışmalardır.
İyi niyetle başlanıldığına inanmak istediğim Bal Ormanı Projesinin tasarlama ve uygulama aşamasında;
parametrelerine dikkat edilmesi gerekirdi.
***
Yazık! Çok yazık…
Bu projede, orman vasfını kaybetmiş bölgeleri kazanmak ve ormanı gençleştirerek kaliteyi bozmadan daha fazla bal üretimi yaptırma düşüncesiyle yola çıkılmamıştır.
Fidan dikimi yapılan yerler genellikle yol kenarları olup, çoğu bakımsızlıktan ölmüş ya da yeterli kafesleme yapılmadığından yabani hayvanlara yem olmuştur.
Bölge ormanında kesim yapılmadan önce zengin bitki türleri arasında Kestane, Kumar (Orman Gülü), Karayemiş, Yabani Hurma, Şimşir ağaçları ile Ayı Üzümü bulunmaktaydı. Bölge balının tadını farklı kılan bitkilerin başında bu ağaç türlerinin çiçekleri gelmekte idi.
Maalesef, yukarıda sayılan ağaç türleri ile birlikte ekonomik değeri yüksek olan Gürgen, Meşe, Kayın, Kızılağaç, Karaağaç, Akçaağaç, Ihlamur vb. ağaçların çoğu kesilmiştir. Sadece göstermelik bazı genç ağaç türleri ile Kestane ağaçları bırakılmış, alan kelleştirilmiştir.
Projeye başlanılan 2010 yılı itibariyle ağaç kesimi yaklaşık 3 yıl sürmüş, fidan dikimlerine 2013 yılında başlanmıştır. Bal Ormanı girişindeki proje tanıtım tabelasına göre dikimi yapılan çiçekli bitki türleri; Sarıçam, Akasya, Ihlamur, Kestane, Yabanı Erik, Yabanı Armut, Yabanı Elma, Yabanı Kiraz, Küçük Trabzon Hurması, Orman Gülü, Karayemiş, Ayı Üzümü, Şimşir, Orman Sarmaşığı, Alıç, Kantaron, Yabani Oğulotu ve Böğürtlen dahil 18 çeşittir.
Yine bu tabelaya göre 180 hektar ormanlık alanda 450.000 adet fidan dikilmiştir.
Halbuki, yaptığım incelemelerde dikimi yapılan fidan sayısı bu kadar olmadığı gibi fidan türlerinin de çoğunlukla Akasya, Karayemiş, Elma, Armut, Erik, Ceviz ve Kiraz olduğunu tespit ettim. Dikimi yapılan fidanların çok azı tutmuş olup, genellikle yol kenarlarındaki Akasya türleridir. Çok az bir alanda fidanlara kafes geçirilerek yabani hayvanlardan korunmuştur. Kumar ağaçlarının tümü kesilmiş olup, daha sonra kendiliğinden genç sürgünleri çıkmıştır.
Bu projenin uygulama yeri ve yöntemi yanlış olup, maalesef orman talanı görüntüsü vermektedir. Bu proje bir hikaye projesini andırmaktadır.
Yoksa bu projede asıl amaç, doğaya ve insanlara katkı sağlamak değil de, birilerine para kazandırmak mıydı?
Soruyorum!
Bu projenin yerleşim yerlerine yakın olması bu yörede yaşayan insanlar için ileride yaratabileceği riskler yok mudur?
Soruyorum!
Dikimlerin iki yıllık genç fidanlarla (boyları yaklaşık 20-25 cm) yapılması yerine daha yüksek boylu fidanlarla (60-70 cm) yapılması hem fidanların tutması hem de kısa zamanda çiçeklenme dönemine ulaşması açısından daha doğru olmaz mıydı?
Soruyorum!
Proje kapsamında gereğinden fazla açılan yeni yollar, yüksek yağış alan ve toprak kaymalarının sıklıkla yaşandığı bu alanları HEYELAN BÖLGESİNE dönüştürmez mi? Şimdiden toprak kaymaları sonucunda yol ve çevresi bozulmaya başlamıştır. Açılan yeni yolların uygun menfez ve istinat duvarlarıyla desteklenmesi gerekmez miydi? Yol bakımlarının sık sık yapılması gerekmez mi?
Gereğinden fazla yeni yol açılmasının sebebi, kesimi yapılan ağaçların daha kolay taşınması mıdır? Yoksa, fidan dikiminin başta yol kenarlarına olmak üzere daha rahat yapılması mıdır? Ya da ormanda çıkabilecek yangınlara karşı erken ve etkili müdahale edilebilmesi midir?
Oysa ki!
Orman yangınlarına hızlı ve etkin müdahale amacıyla gelişmiş ülkelerde helikopter veya uçak kullanılmaktadır. Ne yazık ki, Doğu Karadeniz bölgemizde ormanların sahile çok yakın olmasının avantajıyla yangınlara daha etkin müdahale edilebilecekken, Orman Bölge Müdürlükleri’nin (Trabzon ve Artvin) tek bir yangın söndürme helikopteri veya uçağı bulundurmaması düşündürücü ve üzücüdür.
Soruyorum!
Bal Ormanı Projesi tasarlanırken öncelikle orman özelliğini yitirmiş veya yitirmekte olan, bitki çeşitliliği az bölgelerin tercih edilmesi daha doğru olmaz mıydı?
Oysa ki!
Proje için seçilmiş alan bitki ve hayvan türleri bakımından zengin olup, yaşlı orman vasfını taşımaktadır. Bazı bölgeler balta girmemiş ormandır. Doğru uygulamada ise yangın ya da yanlış kesim gibi sebeplerle orman vasfını yitirmiş bir alanın tercih edilmesi gerekirdi.
Örneğin, Yemişlik Mahallesi’nin 4. bölümünü oluşturan bölge ile komşu Yolgeçen Köyü dağlarının arasında bu proje için daha uygun bir alan bulunmaktadır. Çünkü, bu alan yangından dolayı orman vasfını yitirmiş, genellikle çalı formunda ağaçlar içermektedir.
***
Ah! o eski patikalar…
Gözden kaçan bir başka önemli nokta da, ormanlarda yeni yolların açılmasıyla eski patikalar yok olmaya yüz tutmuştur. Bu yollarda anılarımız, kültürümüz yatmaktadır. Bu zenginliklerimizi koruyarak gelecek nesillere aktarmalıyız.
Bu patikalar sık orman bitki örtüsünün altında genellikle dağ eteklerinde, vadi yamaçları ile vadi sırtlarında ve dere boylarında adeta modern yaşama karşı direnerek hayatın izlerini taşımanın ve hizmet vermenin gururunu taşımaktadırlar.
Bu tip yolların bulunduğu yerleri özel bir statüsüyle korunmasını sağlamak veya Milli Parklar statüsünde sokulmalıdır. Bu tip yolları yaşatarak aynı zamanda doğal ekosistemi koruyarak eko turizm değerlerimizi korumuş ve bitki ve hayvan neslinin devamını sağlamış oluruz.
***
Ah! o eski ballar…
Mahallemizde eskiden üretilen balın lezzeti başta kestane balı olmak üzere daha şimdiden aranır olmuştur. Üretim azaldığı gibi, balın tadı da bozulmuştur.
Bir an önce “Zararın neresinden dönsek kârdır” düşüncesiyle bu projeyi faydalı hale dönüştürmeliyiz. Artık hepimize görev düşmektedir. Uyarıcı olarak Yemişlik Mahallesi sakinlerine, denetleyici olarak Mahalle Muhtarına, projenin iyileştirilmesi için Orman Bölge Müdürlüğü’ne önemli görevler düşmektedir.
***
Acilen yapılması gerekenler;
Sonuç olarak!
Bize hayat veren doğayı koruyarak insan neslinin de ömrünü uzatmış olmaz mıyız?
İyya kayiten biciyat…
(Her zaman iyiliklerle görüşelim)
Osman Nuri ÖZKAN
Kaynaklar:
2019'da CHP’nin AKP’den aldığı belediyelerden olan Artvin'in...
Osman Nuri Özkan'ın kaleminden 'Su ve Karadeniz'...
Asgari ücret 2021 yılı için brüt 3 bin 577 lira 50 kuruş, ne...
İçişleri Bakanlığı’nda mülki amirlere yönelik büyük bir FETÖ...
Tuncay Tolga Özçakmak'ın kardeşi Nergis, hayatını Orhan Yıld...
Arhavi’de CHP’nin en yaşlı üyesi olan Selahattin Özçakmak ha...
Türkiye, tarihinde bir ilki yaşamaya hazırlanıyor. Corona vi...
Artvin'in doğal güzelliklerinden biri olan Kamilet Vadisi'nd...
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan: 15 ilde Cumartesi gününd...
Sağlık Bakanlığı normalleşme sürecinde uygulanacak corona vi...